NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
حَدَّثَنِي
مُعَاوِيَةُ
بْنُ صَالِحٍ
عَنْ
الْعَلَاءِ
بْنِ الْحَارِثِ
عَنْ
مَكْحُولٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
الْجِهَادُ
وَاجِبٌ
عَلَيْكُمْ
مَعَ كُلِّ
أَمِيرٍ
بَرًّا كَانَ
أَوْ فَاجِرًا
وَالصَّلَاةُ
وَاجِبَةٌ
عَلَيْكُمْ
خَلْفَ كُلِّ
مُسْلِمٍ
بَرًّا كَانَ
أَوْ فَاجِرًا
وَإِنْ
عَمِلَ
الْكَبَائِرَ
وَالصَّلَاةُ
وَاجِبَةٌ
عَلَى كُلِّ
مُسْلِمٍ
بَرًّا كَانَ
أَوْ
فَاجِرًا
وَإِنْ
عَمِلَ
الْكَبَائِرَ
Ebu Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"İyi olsun kötü
olsun her (müslüman) devlet reisi ile birlikte cihad üzerinize (düşen)
kaçınılmaz bir görevdir. İyi olsun kötü olsun her müslüman (imam)ın arkasında namaz
kılmanız üzerinize (düşen) kaçınılmaz bir görevdir. (Hatta o imam) büyük
günahlar işlemiş bile olsa. İyi olsun kötü olsun (ölen) her müslümanın üzerine
(cenaze) namaz(ı) kılmak farz(-ı kifaye)dir. Büyük günahlar işlemiş olsa
bile."
İzah:
Beyhâkî, es-Sünenu'l-kübrâ,
III, 121; IX, 159.
Cihad islâmın ayakta
kalmasını ve müslümanların hür olarak şerefle izzetle yaşamalarını sağlayan çok
faziletli dînî bir görevdir.
Bu bakımdan devlet
reisinin ya da onun tayin ettiği kumandanların zalimliği veya günahkârlığı
bahane edilerek cihad terk edilemez. Hafız İbn Hacer el-Askalanî'nin de ifâde
ettiği gibi yetkili idareciler, Allah'ın dinine aykırı emirler vermediği sürece
onların emrine itaat edilir ve onların safında cihad edilir. Fakat Allah'ın
dinine aykırı olarak verdikleri emirlere itaat edilmez.
Aynı şekilde bir
müslüman, mescid imamının günahkârlığını bahane ederek namazını cemaatle
kılmayı terkedemez. Çünkü farz namazları cemaatle kılmak İslâm'ın şiarıdır. Bu
bakımdan farz namazları cemaatla kılmanın sünneti müekkede olduğunu
söyleyenlerin yanında, farz olduğunu söyleyenler bile vardır.[Birgivi,
Şerhu'l-hadis'il-erbain s. 117.] Ayrıca zahiren müslümanlığı sabit kılan bir
cenaze üzerine cenaze namazı kılmak tüm müslümanlar üzerine düşen bir
farizadır. Bir kısmının bu farzı yerine getirmesiyle diğerleri bu sorumluluktan
kurtulmuş olurlar. Ölünün sağlığında büyük günahlar işlemiş olması,
müslümanlardan o kimse üzerine namaz kılma mükellefiyetini kaldırmaz. Ancak bu
kimsenin küfrünün sabit olmasıyla müslümanlardan bu mükellefiyet kalkmış olur.
Münzirî bu hadisin
munkatı olduğunu, çünkü Mekhûl'ün, Hz. Ebu Hureyre'den hadis işitmediğini
söylemiştir.